Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2006 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Yeni yıl size gülücükler getirsin, şans getirsin, başarı getirsin.. Sizleri çok özlemişim!!! Bu arada blogun yeni görüntüsü de pek güzel! Ellerinize sağlık.

Son atak Doug'dan,

Doug ve sevgili eşi Mala'nın bebeği bu yıla yetişti, ömür boyu mutluklar diliyoruz Turner ailesine... ( Erkek )

Mandalina'lı Yıllar!

Bütün Mandalina ekibine mutlu, sağlıklı neşeli, başarı dolu bir 2007 diliyorum... Umarım her şey keyfinizce gerçekleşir.. MUTLU YILLAR...

"Reklamlarınızda Kullanmamanız Gereken 5 Kelime"

"McKee diyor ki, "Şu beş kelimeyi asla reklamlarınızda kullanmayın; 1- Kalite 2- Değer 3- Servis 4- İlgi 5- Dürüstlük Sebepleri de şöyle sıralamış; 1- Kalite: Alınmaya değer her ürün yada hizmet kalitelidir. Alıcılar, fiyata göre, kalitenin de geleceğini bilirler. Ayrıca kalite tüm firmalarca o kadar kullanılmıştır ki, sadece boş 6 harf haline gelmiştir. 2- Değer: Tıpkı kalite gibi, değer de fiyata bağımlı olarak değişmektedir ve alıcılar alımı yaparken, değerin ne olduğunu bilmektedirler. Her ürün veya hizmetin, kendine has değer eşitliği vardır. Bu yüzden "en değerliyi biz sunuyoruz" tamamen havada kalacak bir iddiadır. 3- Servis: Hiç "biz kötü servis veriyoruz" diyen bir reklam gördünüz mü? Dolayısıyla daha iyi servis vaadi, alıcı açısından hiçbir anlam ifade etmeyecekitr. 4- İlgi: Gerçekten firmanızın, rakiplerine göre müşterilerine daha fazla ilgi gösterdiğine mi inanıyorsunuz? Bunu söylemek iyi gelebilir ama, kamuoyu gözünde uçuşan kelimedir sadece.

eksiltiler

Güneşe yakıştırıdığım sarıların tonlarına bürünüp beni kandıran yapraklara balkonumdan her baktığımda, bilin ki sizleri düşünüyorum.. Herkese sevgiler.

Serhan

Hey,nerelerdesiniz?

Arkadaşlar sanırım Mandalina'nın bir blog'u olduğunu unuttunuz. Ya da ( umarım öyledir) çok yoğun olduğunuz için buraya iki satır mesaj bırakamıyorsunuz. Sevgili patronum bari siz biraz ilgi gösterin şu blog'a da bizler de Mandalina'dan bihaber olmayalım. Hepinizi çok özledim, en kısa zamanda ziyaretinize gelicem. Ayrı ayrı öpüldünüzzzzz!!!!! PS: Çok eğlendiğimiz günlerden biriydi, yad etmek istedim.

Aman dikkat!

Tarihin nemli çukurları, çamurlu ayaklarıyla bastıkları geçmişlerine gömülenlerle, kendini, kendi cinsinden üstün sananlarla tıka basa doludur. Aynı yolda yürüyüp aynı yerlere ulaşmamaya çalışan, yarattıklarıyla daha da iyiyi yaratacaklara ilham veren biz reklamcılar, müşterilerimizin nemden kabaran ürünleri üzerine rengarenk şemsiyeler açarak maddi manevi besleniyoruz. Sektörün penceresinden bakanlara sunmamız gereken manzara: Birlikteliğimizin oluşturduğu güven veren tablo içerisinde farklılıklarıyla sokağı canlandıran şemsiyelerimizin ters düz dikişleridir. Yaptığımız işlerdir, baktığımız yerde gördüğümüz köşeli ayrıntılardır bizi aynı çerçeve içerisinde birbirimizden ayrı tutan. İyi ve kötünün tartışılmadığı, istenen ve yapılanın belirleyici olduğu bu sektörde yapmamız gereken tek şey: Fikirlerimizin kara kalem çizimlerini tarzımızla şekillendirip, müşterimizin resim defterine ilk sayfadan girebilmeye çalışmak olmalıdır. Biz, bize bizi kötülemek yerine, biz bize olduğumuz tertemiz

Çilek

Çocuklara ezelden hayran bir bayram, Kuru ağızların tadında "çilek" olan bir bayram... İyi bayramlar mandalina!

Nobel

Teşekkürler Orhan Pamuk...

Bugün Ankara'da ne var?

Ankara'da güneş var bugün, Yüzümde gamze doldurmayı fırsat bilen. Ankara'da ben varım bugün, Yağmurun bulutuna yer gösteren.

mandalina merhaba!!

Herkese merhaba!! Sizleri çok özledim.. Duyduğuma göre Ankara'yı sular seller götürüyormuş.. Gündüzleri, kapalı, geceleri yıldızsız geçiyormuş.. Burada da yağmur yağıyor, ama güneş zaman zaman açıyor. Küçük ama tatlı, tam iki mi iki katlı bir evimiz var Ayşe ile. Herkesi bekleriz. Kaldığım şehir küçük, gezecek yeri yok, biz en iyisi sizlerle Brüksel'e gideriz. Doğrusu buraların ne kokusu, ne rengi, ne de insanları benziyor başkentiminkine.. Kendinize iyi bakın, hoşçakalın, bana yazın!

Sana dair...

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan ´Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?´ diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, ´Ama senin için şunu yaptım´ derken o, ´şunu yapmadın´ diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. ´Peki o ne yaptı´ deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.

Haluk Mesci'den yanıtlar.

- Ajansımdan ısrarla alternatifli çözüm önerileri istesem de, onlar hep tek öneri ile geliyorlar. Çok ısrar ettiğimde kendi önerilerinin yanında alternatif olmuş olsun zihniyetiyle kabul olmayacağı baştan belli seçenekler sunuyorlar. Sizce ne yapmalıyım ? Hmm ! Yazdığınız kadar bilgiden çıkarmak çok sağlıklı değil ama ajansınızla çalışma sürecinizde eksik aşama var sanki : Çalışmalarda, önce strateji alternatifleri ve bunlardan çıkabilen kavram alternatifleri görseniz daha sağlıklı bir ön adım olur. Bunların tartışılması ve gerçekten birbirinden farklı ikisini asıl yaratıcı geliştirme için seçseniz, sonradan sürprizle karşılaşma olasılığı azalır. Süreç daha sağlıklı bir takım çalışmasıyla ilerler ve daha verimli olur. Müşteri için brifi verme, soruları cevaplama, sonra sürpriz yaratıcı çalışmayı görene kadar karanlıkta bekleme ekolü çok eskilerde kalmış olmalıydı. - Ajansımı yeterince hızlı çalıştıramıyorum. Verdiğim işin sonuçlarını görmek çok uzun süre alıyor. ajansımız bizim tempomu

Kuşlar ve Hayal

Bulutların çizgilerinde dururmuş zaman. Şehirde kim varsa yoksa, Var mı yok mu demeden uçarmış kuşlar. Bulutlara yakın, zamana uzak. İnsan da bakıp kuşlara, hayal edermiş... Zamanın durgun köpüklerinde gözlerini yakmayı. Geçmişi, tertemiz olana kadar yıkamayı. Artık devamını bekliyorum hepinizden. Yazın, yazın, yazın.

Yağmurluk yazılar...

Yağmurun renkleri parlattığı, bulutlara yas tutturduğu Ankara. Seviyorum ben yağmuru, ıslanmayı, ıslanmamayı, kaya kaya bir kaldırımdan diğerine paslanmayı, torbalara girip eve götürülmeyi beklemeyi, şehir vadilerinden akan gökyüzünü tabanlarımda hissetmeyi... Seviyorum ben yağmuru, çok seviyorum.

Motor tutkunlarına...

Arkadaşlar trafik feci hale geldi, bence motor almayı düşünün. http://www.walz-hardcore-cycles.com/ Burdan birini seçiyorsunuz ! Sonra İncek'te Soner hoca dan ders alıyorsunuz, 0533 474 38 91 Gelsin özgürlük :)
Bonjourlar efenimm..! Fransaya tesrif etmis bulunuyorum! Tamam illa ki bir baskadir benim memleketim ama bu memleket de gayet seyre ve yasamaya deger! Dedigim sudur ki guzel buralar guzel! Lille yesili bol, kucuk, guzel fransizlarla ve nice internationallarla dolu bir sehir.. Simdilik bu kadar.. Bildirmeye devam edecegim ;)

İlk Yayın

Mutluluk, beklentilerin arkasına eklenen vagon vagon gülümsemelerle peşimizde. Bilkent Üniversitesi'nin 4 yıl sürecek, Barış konulu programı bugün yayına girdi. İşte ilk konuğumuz: Nurettin Bey. - Evet Nurettin Bey, bu programın yayına girebilmesi için yaptıklarınızı hepimiz biliyoruz. Peki siz neler söylemek istersiniz bu mutlu dakikalarımızda? - Beni seni yok Barış var, Barış. - Çok teşekkür ediyoruz Nurettin Bey. Evet, 4 yıllık yayınımıza kalmadan devam etme sözü verdirerek, sizleri mutlulukla baş başa bırakıyoruz. Kutlarız Barış.

Marka İsimlendirme Yöntemleri

- Markaların isimleri nasıl konuyor?- - Bu isimleri verirken hangi kriterlere bakıyorlar? Marka isimleri için hazırlana beş kategori Fonksiyonel, Buluşçu, Ritimli, Anımsatıcı, Kullanıcı Deneyimini isimlendirme. 1-Fonksiyonel İsimlendirme Ürünün fiziksel olarak fonksiyonunu direkt anlatır. Firmanın uzmanlık alanı markanın isminden anlaşılır. Örneğin "BMW" (Bayerische Motoren Werke) veya "Subway" gibi. 2-Buluşçu, Yenilikçi İsimlendirme Sektörde isim tektir, yenidir. (Unique) Bu isimler genellikle Yunan ve Latin fonetiğinden seçilir. Örneğin "Agilent Technologies" veya "Alliant Networks" gibi. Avantajları: Global anlaşılırlık, Yunan ve Latin fonetiğinin "güven ve işini bilir" algısı yaratması. Dezavantajları: İnsanlara soğuk ve sıkıcı gelmesi ve bu nedenle pazarlama potansiyeli küçük. 3- Ritimli İsimlendirme bu isimler, kullanıcının söylerken deneyim yaşadıkları isimlerdir. Örneğin "Google, Kleenex veya Snapple" gibi. Avantajla

Zebra'da bir mandalina'lı

Sanat yönetmenimiz Çiğdem'in İstanbul'a yerleşip Zebra'da işe başlaması beni çok mutlu etti. Zebra'nın iyi bir ajans olduğunu biliyoruz. Çiğdem'in bizde olduğu gibi orada da yaratıcı işler çıkaracağını ve güzel arkadaşlıklar kuracağını biliyorum. Herkese hayırlı olsun.

merhaba Mandalina!

merhaba herkese, evet bende sizinle ilgili gelişmeleri blog'dan takip ediyorum... başka neler yapıyorsunuz? deniz, banu, osman, birsu ve hande!sizden pek haber alamıyorum, umarım herkesin keyfi yerindedir... yeni işler yeni projeler varmı bakalım?:) insallah ankara'ya geldiğimde görüşmek üzere!

ben geldim...

Çok özledim hepinisi... Siz sevgili mandalinalarla gitmek istiyorum bir dahaki tatile... Hem belki geri de dönmem o zaman...

Sıcaklarrrrrrrrrrrrrrr......

Bitsin artık bu sıcaklar. Ruh gibi gezmekten bıktım artık. Ne uyku kaldı, ne iştah, ne de herhangi bir şey için dermanım. Bu sıcaklar bizi mahvetmeden bir an önce geçse... :(:(:(

Su

Baktıkça, aktıkça, kayalara çarptıkça ıslanıyoruz açıkça. Unuttukça, su bekliyoruz sıra sıra soldukça, Mutluyuz ama oldukça. Bekliyoruz karaya tünemiş gemileri zaman doldukça.

Konumuz...

Konuşmadan, maddenin maneviyat kalkları inandırıcı olmuyor. Konuşun, konuşun, konuşun... Konuştukça küllerinizden bir daha oluşun.

Selam

Herkese günaydınnnn. Serhan ve Gizem olmasa bu blogda okuyacak bir şey bulamayacağ1z anlaş1lan. Hepinizi çok özledim. Sibel'ciğim doğum günün kutlu olsun, mutlu yıllar. Deniz'ciğim seni aramıştım ama sana da tekrar mutlu yıllarrr.

Ferdaşeker

Hoş geldiniz bayan Soyaltay, yıllar sonra aynı atmosferde bulunmaktayız sizinle, ajansımız Tevfik Fikretli doldu, marşımızı Pazartesi sabahları toplantılarında söyleyebiliriz yine!

BİR hoş SUnum...

BİR den anladım ki SU ymuş sabahların serinliğini yaz 12'lerinde bize yaşatan. Geçmişin benden geçememiş tınılarını, klasikler sandığına koymadan yanınızda getirip nota nota dinlettiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum size.

Niye, neye?

Peşinde saniyelerin... Deliksiz ve uyumsuz yastık tepeleri. Ardında yalansızın bırakılan, sıcak demirlere kazınmış özürler. Zeminin doğrusalında çift çift kürekler, Denizin mavisine, İnişler, çıkışlar, çıkınlar, "sakın"lar... Sabahtan yazılan manası çok bir uzak bana yakınlar. Evet niye yazıyorum böyle şeyler? Olsa bir cevabı acaba neye benzer.

Gizem'den doğum günü maili aldım, içeri odadan atmış !

Hayatımda bu kadar sahtekar birini görmedim, benimle güzel sohbetler yaptığını söyleyen bu Gizem adlı reklam yazarımız, benim odama gelip iki çift laf etmeme fırsat bırakmadan içeriden telefon geliyor, Gizem'i müşteri arıyor v.s. diyorlar. Bunlar anlaşmalı sanki bilmiyorum, Gizem'i kurtarma operasyonu.:) Mail: Sevgili Nurettin Bey, Rahat, huzur dolu, bol tatilli ama az özletmeli bir emeklilik diler, 20 yillik kariyerin keyfini çatma zamanının geldiğini söyleyerek size güzel sohbet, tavsiye ve konuşmalarınız için teşekkür ederim. Daha onlardan çok yapacagız!! Bir de tabii ki MUTLU YILLARRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR, nice yeni yaşlara.. Sevgiler. Gizem

...

Stajının son gününde staj pastasının son dilimini yemekte olan stajyer, bugünlerde tanıdığı tupturuncu canlı mı canlı kıpır kıpır elli ayaklı mandalinalara bu lezzetli staj için teşekkür eder!! Ve ışıklar yavaş yavaş söner.. perde kapanırken takılır.. kapanamazzzz.. arada gelir ne de olsa stajyerus :)

Kestaneli Geceler...

Tatil havasındayım... Sanki bir elimde kumsal bir elimde deniz, tüttürüyorum sabahları... Deniz yıldızıyım kimi zaman, çoğu zaman da yunusum şair elinden... Off offf bastığım tuşlar tavla zarı gibi geliyor uzaktan, hep yek, hep tek! Herkes çıplak, sevişmeler ıslak! Ne zaman kış olacak, gireceğim kavuğuma, uzanacağım sobanın yanına... Ne zaman kestanelerimi kızartacağım, elimi yakacağım? Bıktım bu yaz havasından. Griye dönmek istiyor yüzüm... Üşümek istiyorum! Sokulmak istiyorum! Yağmurlu bir günde "onu" görmek istiyorum! Sundurmanın altında sevişmek istiyorum! Beyaz taneleri elimde eritmek istiyorum! Artık kestanelerimi istiyorum!

Teşekkürler

Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim arkadaşlar (siz hariç Osman Bey) . Çiğdem'ciğim önce Didim, Kuşadası sonra da Kaş'a gideceğim.

Hoşgeldin Tatil

Her ne kadar yarın bu saatlerde "uzanmışım kumsala, güneş damlar içime" diye mırıldanırken aheste günlere merhaba demiş olmanın keyfini yaşayacak olsam da, hepinizi çoook özleyeceğim arkadaşlar. Ege'nin serin mavi sularında sık sık kulaklarınızı çınlatacağım. ÖPÜLDÜNÜZZZZZZZZZZ
Ada vapurunu kaçırmadan, pırpırları döndüren rüzgar kasırga gücüyle ormanları dağıtmadan, dokunsun teninize buza batmış su dalgaları. Islak kumları yengeçler korusun, Saçlarınız kıvrılsın.. güneşe karşı yürüdüğünüzde yosun olsa adım, kumsal olsa, ege olsa, ada olsa, poyraz olsa dedirtsin martılar. kirpileri dikenlerini toplayıp, şehrinizden yol yapsa buraya kadar derdiniz mutlaka, cennet adanın pırpırından gökyüzüne kadar!

En uzun gece.

Cuma değil miydi 5 günün yorgunluğunu biriktiren, çoraptaki sökükleri annelere diktiren, çocuklara 10'da yatabileceklerini müjdeleyen. O'ydu haftanın sorgusuyla tanıştıran bizi, O'ydu sahibi akşam randevularının, O'ydu beklenen en uzun gece. Hala O mu acaba cumartesi öncesi düşleriyle bizi uyutan?

hoşgeldin HANDE!

hande'ciğim merhaba! yeni işin hayırlı olsun demek istedim...! buraya login oluyor musun bilmiyorum ama okuyanlar lütfen hande'ye göstersin yazımı:) mandalina'da çok mutlu ve başarılı olman dileğiyle... tekrar hayırlı olsun, haberlerini bekliyoruz.. sevgiler ve iyi haftalar

Bir geliş!

Bir geliş ki zirvesinde güneş beklenen dağların serinliği kadar canlandırıcı. Bir geliş ki yaprağını bırakmamak için rüzgarla boğuşan ağacın yeşili kadar parlak. Bir geliş ki gözlerden özlere akan... Bir hoş geliş var bugün Zeynep Gizem'e!

Gün

Gün denize girmişim tuzlu suyla bedenimi dalgaların sesiyle ruhumu yıkamışım gibi başladı.. Gözlerim midye kabuklarından, parmaklarım yılların köşelerini yumuşattığı deniz taşlarından. Kuru kumlar süzülüyor deniz taşlarımın arasından.. İyi bir hafta ve güzel başlangıçlar dileğimdir..

Bir hafta daha...

Bir hafta daha toparlanmış zihinlerin ilk bakışta kaynaşmasıyla yaşanan birlikteliğin mutluluğuyla başlıyor. Herkese iyi bir hafta diliyorum.

Yorumsuz...

Şarap Perisi Serhan...

Zaman

Zaman, dahi bir kalıp ustasının rüya yorumlarıyla şekillendirdiği demir dağ... Tutunamayanlara yol gösterecek ne bir tabela ne de yolu kısaltacak sevgi dolu bir bağ.

rrr..

Akşamüstü yaklaşır hergün yavaş yavaş herkese hem de hhhherkese yakışmadığını bile bile Kapıyı çalmaz süzülür kapı altı boşluğundan Sessizce gelişi ürkütmemek içindir sevdiği geceyi, bekler dururrrrrrr _beklenen gece gelmez_ onu hep bekleyenin sabah olduğunuysa hiç bilmez Gün dönerrr.. dönerrrrr.. r

Özlem.

Çok özledim Çİçi çok... Özlemimi o kadar içselleştirdim ki ruhum kabarıyor aklıma sen gelince, sevgim akışa geçiyor kalbimden gözlerime... Sesini duymak bile zor geliyor özleminden çınlayan kulaklarıma.

Şam.

Çar şıdan geçtim karşımda Şam 'ın ba ğ yolu. Güzel bir Çarşamba'ya doğru uzanmış haftanın kolu. Görüyorum, Şam'da yeşil ve sarı dallarda dopdolu, Uzar gider yazdıkça ellerin boyu. Sabahın bu taze yazılarında aramayın mantıklı bir konu.

Pirincin Türküsü...

Pirinç emektir, bereketin simgesidir. Boylu boyunca uzanan deltanın can damarıdır. Suyun beyaz gelinciğidir. Pirinç yetiştirmek zanaattır. Emektarın zanaatıdır. Tepeden baktıklarında, suya yansıyan görüntüde kendileriyle yüzleşirler... O yüzden yalansız yaşarlar, hayallerini yüreklerinde yaşatırlar. Her hayal gibi, onu da gerçekleştirmeleri zordur. Gece sessizliğin içinde, rüzgarın suyu dalgalandırmasıyla “Pirincin Türküsü”nü duyar, emeklerinin boşa gitmediğini düşünürler. Zaman geçer, gelincikler açar. Ellerinden kayıp gider ve geriye tane tane, anlaşılır melodiler bırakır hafızalarında... Bilirler ki, sofraları süsleyecek, herkesin bekledigi bir yemek şölenin ortasında tekrar açacaktır o pirinç taneleri... Sevinirler. Emekleriyle, elleriyle iftihar eder, bir dahaki hasatın hayalini kurarak, sudaki yansımalarına gülümserler...

Bugün.

Havayla gülüştüğümüz bu hafif nemli, ılıktan serine git gelli Pazartesi gününde herkese iyi çalışmalar diliyorum. Bodrum'un yeşilinde ruhunun masmavi derinliğinin farklı tonlarını keşfedip, bu kadar "yeter" diyerek tatiline son veren Sibel'e hoş geldin diyorum, özledik be Sibel iyi ki geldin.
Yani bir insan ancak bu kadar teknoloji özürlü olabilir! sırf Serhan'a bana anlattıklarını anladığımı gösterebilmek için iki satır bir şeyler yazıyorum buraya, bir nevi beceri gösterisi :) Hergün girip yeni bir şeyler görmek cidden çok mutlu ediyor beni. Entersan organik bir bağ bizimkisi, bir şekilde takip etme ihtiyacını doğuruyor, neler oluyor neler bitiyor diye... Umarım artık kullanmayı öğrenmişimdir. Hepinizi çok seviyorum.... Kolay gele

jazzanova a la mandalina

perşembe

fotoroman çok sevimli olmuş!..hepinizi cok özledim! herkese çiçi bir gün diliyorum...

Fotoromandalina

Renk Cümbüşü

Biraz önce bir yazma hevesi geldi ki sormayın! Dedim giriyim de yaziyim bir şeyler, artık Allah ne verdiyse... Aaa site Çince ya da Japonca açılmasın mı? Bendeki hevese bakın, bastım ezbere tuşlara ve yazmaya başladım. İstanbul bütün rehavetini bizim sokaktan geçerken, pelerininin altından camımın önüne bırakmışken, kapıdan Superman girdi ve bütün kötülükleri karşı kıyıya savdı. Ben de yanağına bir öpücük koyarak, baskıya yetişecek ilanları verdim kolunun altına, gazeteye yetiştirsin diye, (nedense benim odamda duruyorlarmış) hızla uzaklaştı beni sevdiğini söyleyerek... Ben sadece Seni... yi duyabildim ama olsun o da yeter... Rehavet gidince ve puslu hava kalkınca denizde beliren ufuk çizgisi renklerini üstüme saldı. Ayna gibiyim, yansıyorum etrafa... Bugün güzeldi, yarın da öyle olacak hissediyorum. Uzaklardan bir ses duyuyorum. Oyun hamurumu bir kenara koydum, artık gerçeklerle oynamak istiyorum. Suda tereye, kavakta da balığa aşersem mi acaba?

Hatırlamamak.

Aslında hiçbir şey görünmek istemiyor yorgun gözlerimize. Mercek düzenekleri arasında sıkışıp görüntü ardına görüntü olarak başımızı ağrıtmayı istemiyor onlar . Kafamızın içindeki görüntü çuvallarını açarak özgür bıraktığımız tozlardan yaşaran gözlerimize hatırlamamayı hatırlatmak istiyorum. Niye derseniz, paylaşmak istedim sizinle. Güzel bir gün diliyorum herkese.

Merhaba :)

Asya ile Avrupa'yı bağlayan köprünün ayağının dibinde yaşayan, türünün son örneği bir reklam yazarı olarak, aranıza katılmış bulunmaktayım. Ankara'nın bütün ciddiyetini omuzlarında taşıyan muhterem arkadaşlarıma da bir selam edeyim dedim. :)))

Merhaba :)

Asya ile Avrupa'yı bağlayan köprünün ayağının dibinde yaşayan, türünün son örneği bir reklam yazarı olarak, aranıza katılmış bulunmaktayım. Ankara'nın bütün ciddiyetini omuzlarında taşıyan muhterem arkadaşlarıma da bir selam edeyim dedim. :)))

Vaha...

Bir Pazartesi günü, unuttuk bile hepimiz dünü... Güzel bir haftanın başlangıcını, hızlı bir devenin vahayı görüp durana kadar geçirdiği zamana eş bir saniyeler topluluğu olarak yaşayalım.

toplanma zamanı

Çiğdem İstanbul'a, Sibel tatile gitti. Ofis boş, herkes keyifsiz. Biliyorum Çiğdem'i güzel şeyler bekliyor yaşayacağı yeni şehirde, Sibel tatilden daha enerjik ve keyifli dönecek. O yüzden işimizin başına arkadaşlar. Çok çalışmamız lazım çoook. Hadi bu hafta reklamcılık adına :) neler yapmışız bir bakalım. Toplantıyaaaaaaaaa
Çido bugün gidiyooooo:((((( pek hüzünlü bi hava var burada, ama eminim onun için herşey çok daha güzel olacak mandalina foreverrrrrr

28 Haziran 2006

28 Haziran 2006 Çarşamba, tarihler var hep kafamızda. Bugün, yarın ama en önemlisi dün galiba. Dün için mi yaşıyoruz, dünü mü yaşıyoruz... Bugünü yaşamak, zamanla paralel ilerlemek, düşünmek, saniyelerin apar topar iç içe geçen karelerine görüntüleri sığdırmak. Zor, çok zor bugünü düne düne yaşamak, yanlış mı? Galiba...

Değişik bir gün!

Değişik bir gün, içinde bulunduğumuz duygu durumlarına farklı bir yorum katacak. Çok değişik bir gün, farklı yorumlarla içinde bulunduğumuz durumlara duygu katacak. Sabahtan açık olsun bahtınız, huzur dolsun uyku tahtınız...

At last

Gizem ve Serhan'ın çabaları, Nurettin Bey'in zorlamaları ve nihayet benden de birkaç satır. Benim gibi misfit biri için önemli sayılabilecek bir gelişme. Devmının gelmesi için kendimi zorlayacağıma şüpheniz olmasın arkadaşlar. İlk blog mesajımdan hepinize sevgiler

Yemek

Yemek yemek yemek... Mideye gidecek o kadar emek... Malzemeler, hazırlık, sofra... Olmalı afiyet, kızarım yoksa!

Pazartesintileri!

Bu günü de "aydık" mandalina... Günaydın herkese! Pazart/esintilerinin yüzünüze serin serin çarpması dileğimle. Çalışın çalışın, haftaya güzel bir günle "alışın", hadi kolay gelsin!

Öyle/sineye çekilen yazılar.

Sayılamayacak günleri takvimden çıkarmayı teklif ediyorum. Zaman üst kuruluna duyurulur. Biz sayamadıktan sonra, zaman geçmiş geçmemiş kimin umurunda. Boşverin zamanı, yavaşlatalım adımlarımızı, gidilecek yerleri de daha yakın tutabilirsek... Hah işte o zamaaaan zamansız bir adım atmamış oluruz. Yazdım öylesine okuyanlara duyurulur! Öyle/sineye çekilen içlerin acısına da alışmalı insan.

Uyumayın

Sabahın oluşumu geceye uykuların doğuşuyla orantılı bence. O kadar çok uyuyan zihin var ki rüyalarla kandırıyoruz hayatı. Kandırma sırasının bize geçtiği geceler -bu arada uykusuz gecelerimizde kandırılmaya devam ediyoruz- kontrolü refkleslerimize bırakmak hayal gücümüze ihanet olur. Vücut sıvılarımızın nedensiz kayıpları aslında zihnimizin uyumamak için gösterdiği direncin göstergesidir. Uyumayın, uyutmayın ama uyuyanı da uyandırmayın.

Daha cin fikirler bulmak için adımları takip edin!

Kavurucu sıcaklar, klima bekleyişleri, Bursa yolcuları, konkur haberleri, yeni oluşumlar gibi ofis gündemlerimiz arasından sıyrılarak, kreatif yönünüzü tetikleyecek bir site tavsiyesinde bulunmaktayım. "Daha yaratıcı olmak istiyorum, istiyorum, istiyorum" diyorsanız istemek yetmiyor, yaratıcılığını doğru şekillerde yönlendirmek de gerekiyor. Buyrun, buradan ..

Karın Muhteşem Jack

Arkadaşlar tarihten bazı karakterlerin bize yanlış tanıtıldığını düşünüyorum. Örneğin: Karındeşen Jack, bence bu adamın çok sevdiği karısını kıskanmasıyla içinde patlak veren fırtınaları kanla kabartmasıdır olay. Karın muhteşem, karın muhteşem diyerek adamı deli etmişler e sonucu da malum, gelsin mideler gitsin böbrekler. Siz siz olun her duyduğunuza, her okuduğunuza inanmayın. Neden böyle bir şey yazdım biliyor musunuz? Çok canım çekti katlanıverin artık, herkese kolay gelsin!

Güzel bir hafta

Herkese güzel bir hafta diliyorum. Aşağıdaki link Amerika'nın Florida eyaletinde bulunan bilim merkezince hazırlanan 10 milyon ışık yılı ile başlayan uzaklıklardan, dünya yüzüne yaklaşarak bir yaprağın nanometrelerle ölçülen mikroskopik görüntüsüne ve dna şifrelerine kadar uzanan mükemmel bir gösteri. http://micro.magnet.fsu.edu/primer/java/scienceopticsu/powersof10/index.html

Oran, orantı

Kaybedilenler, kazanılanlar... Orantıların kararsız paydaları her zaman insani duygulardır. Gelişim sürecinde sabit olmayan değerler en az iki tanedir: Siz ve karşınızdaki(ler). Fakat gelişimin geli" şimdi" aşamasında hissettirdikleri her zaman üzücü olmak zorunda mı?

polenik

sıcak, gündelik esintileri başka yeryüzlerine taşırken, üstümüze bırakıyor es geçmeleri. söylemlerin gizledikleri vücut buluyor, ardında bırakıyor gülüşleri. polenlere rağmen, başkalaştıralım bu hafta da fikirleri!
Ben Kişot Deği/şen şakrak adımlar, akşamüstü Karanlığında bana verdiğin Biçimsiz kucak Dolusunu, boşunu hesap edemeden Bozulan gönül tartım. Ben Kişot sen değirmenine karşı, Öğle yüzünü kızıla kapatan gözlerim, İs ile im arasında, kara kalemlerin Açılan uçsuz kapaklarını Görmezden gelir. Yazasım geldi eskilerden kusura bakmayın... Beni de böyle kabul edin işte, abuktan subuka alınan yolda bir paslı tabela...

Ofis Görüntüleri..

Serhan Turgut

Serhan Turgut'un kişisel bloguna hoşgeldiniz. Serhan'la ilgili yeni birşey keşfettim. Ekşi Sözlük'te "mandalina" ile ilgili yorumları okurken gözüme ilişti. "izmir metroda inanılmaz fıyatlarla genelde 5 kılo olarak satılan, chekırdeksız veya chekırdeklı olanı zekı burun sahıplerı tarafından ayırdedılebılen , tıpkı dıger turunchgıller gıbı kabugu ateshe dogru sıkıldıgında tıssst eden meyve (arcadia, 04.11.1999 23:08)" Sehan'la ilgili söylenebileceklerin yanına "çok zeki bir burnu var"ı da ekleyelim lütfen....

herkese güzel bir hafta sonu diliyorummmmmm

Bir haftayı daha geride bıraktık. Benim için çok verimli bir hafta olmadı gerçi ama... Epeyden beri büyük bir stresle beklediğim küçük bir operasyon geçirdim, sonucu çok iyi olmasa da atlattığım ve şu an mandalina'da olduğum için çok mutluyum. inanın, yamaçzede Selim'i, asık suratlı Şeyda'yı, herşeye alınan Çiğdem'i, çok konuşan Serhan'ı, hiç konuşmayan Fazo'yu ve ukela Gizem'i bile özlemişim valla. Hepinizi çok seviyorum.

Engizisyon

Savunduğum değerlerin yıkılışına şahit olduğum zaman, elime aldığım "tuğlayı" kafama vurasım geliyor. Turuncu saçlarım, yüzümde tuğla çillerim... Bir gün elimdeki "tuğlayı" kendime değil başkasına yönelteceğim, işte o an dinler tekrar yorumlanacak ruhumda, insafsızca. Benim için kazdığınız çukurda bulduğum engizisyon haritasını iyi takip ettim. Yaklaşın, yaklaşın... Ateş çok güzel.

Liste

"Sevgiyle Beslenenler" listesi yapmak istiyorum lütfen katılın. Başlıyorum: Biz, Acaba "siz" var mısınız bu listede? "Onlar" da kim oluyor? E mandalina? diyenler var ise, mandalina liste başı zaten, "biz" dedim ya!

Kayboluş

Baskın karakterlerin kendini bilmez olanları, tarihte bilinmez olmayı başarmışlardır. Tarihin üretken insanları, algının potansiyel yanılgılarını kendi lehlerine çevirebilmiş değerli ruhlardır. Algının yanlışlarını görüntülere yüklemek yersizdir. Gözün kaçırdığı detayların, yaptığı kaçamak sefaların geri dönüşü olmuyor... Ne yazık. Kısacası: Kişi/selinde boğulan insanlara, dünyanın beden/selinde yüzmeye çalışmalarını öneriyorum... Kayboluşun en kalabalık yolu.

Bana Bir Hikaye Anlat!

Reklamcısından medyacısına, araştırmacısından pazarlama yöneticisine kadar herkes “storytelling” diye tutturmuş gidiyor. Şimdiye kadar hazırlanan sunuşlarda sunum akıyor mu, slaytlar derdimizi anlatıyor mu diye düşünülürdü. Şimdi henüz sunum yazılmadan, toplantılarda nasıl bir hikaye anlatılacağı tartışılıyor. Hikayeler sadece iş sunumlarda konunun daha iyi anlaşılması için olsa iyi, yakında kapıcı Carlos Efendi de “ben işimde iyi bir hikaye anlatıyor muyum?” demeye başlarsa, hiç şaşırmayacağım.Hiç beklemediğiniz yerlerde karşımıza "storytelling"in önemi çıkabiliyor. Geçen yaz sonunda yakın arkadaşım Erin evlendi. Düğün fotoğrafçısını, tecrübesine veya teknik bilgisine göre seçmedi. Bunun yerine fotoğrafçıyı daha önce çalıştığı düğünlerdeki çiftlerin hikayelerini nasıl anlattığına göre seçti. İnanılır gibi değil, öyle mi? Ama öyle. Düğün fotoğrafçıları, internette site oluşturup evlenen çiftlerin hikayelerini anlatıyor ve bundan para kazanıyorlar. Fotoğrafçılar artık ellerine

Biri gelebilir.

Arkadaşlar yakında aranıza sıcak sevimli ve işini iyi yapan biri gelebilir. İnanın bizimle birlikte çalışmak için epey fedakarlık yapıyor, gerçekleşirse ( detaylar kaldı ) çok seveceğimize inanıyorum...

Bir Dost

Bazı değerlerin ölçüsü metrik sistemin dışındadır. Asimetrik bir sistemin yaratıcısı kalbimiz, ruhumuzun beslendiği bu değerlerden alyuvar ve akyuvar yaratırken görmezden geldiği nesneleri paralel bir dünyaya yerleştirir. Bu dünyanın misafirden hoşlanmadığı yalanını uyduran bizler, orada bir saniye dahi geçirmemek için elimizden geleni yapmalıyız. Kısacası " mutluluk sizi sınamadan siz onu tanıyın, bir dost olarak daha yumuşak davranacaktır, emin olun."

Temizlik

MuhteŞEN bir gün mandalina. Hepinize günaydın sevgi seçkini mandalina insanları, günaydın. İşe ve de fetişe zaman ayırmayı unutmayın. Bugün se"vimli" cifli bir temizlik yapın hayatınızda, geçmişin kirini pasını silecek tertemiz bir gelecek bugün market raflarına indirimle tıırmanmış, kaçırmayın... Hadi başlıyoruz temizliğe!

Pazartesi! Duydum, geliyorum...

Bugün haftanın ilk günü olabilir, evet hava bulutlu ve serin olabilir ama kökü toprakta su peşinde koşan Pakistan topraklarındaki ağaç bile huzur içinde salınımına devam edecek kadar fotosentez yapabilmiş ise... Evet, bugün güzel bir gün, bilmeyenlere duyurulur, kafaları karışmasın güzel bir günü birlikte yaşayacağız nasıl olsa. Günaydın Sİbel bu arada.

kedicik!

PPR 'ın kedisi "Kedican" ile tanışın! Yanına gittiğimde uykusunu bölmüş oldum ama yine de ciddiyetini bozmaksızın küçük bir sohbeti kabul etti ve uzaktan akrabası Garfield'ın çizgifilmlerden sonra sinemadaki kariyerinden çok gurur duyduğunu söyledi. Bezz döşemelik kumaşlarındaki konseptimizde fotoğrafçılıklarını konuşturan PPR ekibine çok sevgiler ve sonsuz teşekkürler... Yeni projelerde tekrar birlikte çalışmak dileğiyle...

Seçenekler

Seçenekler üstünde durmalı mıyız? Bence durmadan ilerlemeliyiz! Seçenekleri gözden geçirmeli miyiz? Bence gözden düşürmeliyiz! Seçeneklerde belirtilen farkları görmeli miyiz? Bence gördüklerimizin farklarını belirtmeliyiz!

Damlayanlar ve Anlayanlar

Tane olsa her damla hepimizin bir denizi olurdu. Benim bir denizim yok, damla damla dolan bir kalbim var. Şimdiye kadar damlamış ve damlamaya devam eden herkese teşekkürler.

güllük gülistanbul!

Poyraz içinden, İstanbul dışından güzelmiş.. İçinde yaşayanlar İstanbul dışından gelenleri merak ederlermiş. Rüzgarı karelere bölüp başka bir kentte, başkentte, yeniden yaşıyor gibi olmaklığıyla seviyorum İstanbul'u. İSTediğimiz ANda BULmak için çektik fotoğraflarını... şimdilik kumaşlarla giydiriğimiz, olabildiğine bir gözkyüzü altı, saklıyor aklında, karıncalanmış ayaklardan bacaklara uzanmayacak bir hatrı.

GÜNleri İllerle Eşleştirdim Size AYDIN Çıktı.

Hayatın takip edilemeyen izleri. Kim bırakır, kim siler, kim takip eder... Peki ya kim eşlik eder bu izlere? Ben takip edemiyorum, hele eşlik etmeyi hiç beceremiyorum. Her sabah yeni bir izin toprak nemlendiren kokusu peşinde geliyorum Mandalina'ya ve kimi buluyorum tahmin edin? Sizi :). Herkese günaydın.

Geçmiş ZEMAN olur ki...

Zeman Masa Saati'nin 4 versiyonu, Laboratuvar Tüpleri ve Paslanmaz Sac kullanarak tasarladığım vazolar, ayrıca gene Paslanmazdan Duvar Panosu Mayıs ayı içinde Pi'de satışa sunulacak. Ayrıca Tüm bu tasarımları 4 Haziran'da Tevfik Fikret Lisesi'nin Tava Şenliği'nde de tanıtmayı planlıyorum... Hayırlısı...Bana şans dileyin olur mu?

Kalender

Arkadaşlar, Tasarladığım Kalender isimli bu cici takvim, Karum Alışveriş Merkezi'nde hem Aymelek Concept, hem de Pi mağazasında satışa sunulmuştur... Telmek için tasarladığım Server Rack'dan sonra, bu benim için gerçekten önemli bir adımdı. İnanıyorum ki üzerinde çalıştığım diğer ürünleri de en kısa zamanda piyasayada çeşitli mağazalarda göreceğiz. İşte böyle...Sizlerle paylaşmak istedim. :)

2090

Bugün çarşamba üç eksikle yola devam ediyoruz. Dün I'ı Robot vardı televizyonda. Merak ediyorum acaba 2090 yılında dünyada kaç zenci kaç beyaz olacak. Aslında pek önemli değil de... O zamanda yaşayan bir zenci olarak tekrar dünyaya gelirsem beni neler bekliyor, hangi okullar, hangi mahalleler, hangi iş fırsatları veya hangi hapisaneler, hangi köprülerin altları (tabi su kalırsa o zamana dünyada belki yeni köprüler de yapılabilir) acaba. Sabah sabah bunları düşündüm, bir fikri olan var ise lütfen benimle paylaşsın tabi paylaşmak istemezse de anlayışla karşılanacaktır emin olun. Hepinize iyi çalışmalar.

Özlem Dolu Adımlar

Özlem dolu adımlarınız buradan dahi duyuluyor Zeynep Gizem. Dikkatli olunuz lütfen, çekimin güzel geçeceğinden eminim bu arada. Belki okuma fırsatınız olur hepinize kolay gelsin. Bir Perşembe sabahı üç kişi gelecek İstanbul'un sokak sokak tozunu pul pul denizini almış hatıralara...

gidi gidi günler

Biraz nostalji yapalım dedim. Herşey nasıl da değişiyor. İnsanlar, mekanlar ve neler neler hihohayt :) Yarın Banu, Şeyda ve ben İstanbul'a gidiyoruz. Buradan tüm ofistekilere sevgiler!! Güzel bir çekim olacak ama özlem dolu adımlar atacağız, eminim.

ooo herkes burdaymış...

Yorucu bir Mac-Pc uyumsuzluğu mücadelesini kazanarak aranıza katıldım... Teşekkür ederim Gizem'cim... Bakıyorum konu Görkem'den açılmış, ben de size Erbil imzalı bir Görkem fotosu hediye edeyim. Hatta içinde bir de ben olayım ki doğanın ne denli göz kamaştırıcı güzellikler yaratabildiğine iki kez şaşıralım...

mayısımtırak

Dün geceden Ankara'yı biraz daha yeşertmiş yağmrun su yüzüne çıkardığı sabah güzelliklerini karşımda gördükçe mutluluğum kıvırtıyor dudaklarımı.. Rimellerimle buğulanan gözlerimden bakıyorum bu sabah Mandalina'ya, herkese iyi sabahlar ve merhaba yepyeni bir haftaya..

Tik Tak

Renklerin gökten kuşak kuşak, akın akın moleküler hareketlerle ilerlediği, saniyelerin 60'a 60 'tik'ten 'tak'alarla dalgalara yön verip gözlerimi kamaştırdığı bu pazar/ertesinde, yağmur bekliyorum eğimlere boyun eğecek.

Çidooo

Buraya bir iki görsellik de(:)!!) koysak dedim ne dersiniz??? Şu anda ben böyleyim işte!!!

En Görkem'li ve de en Gizem'li ajans

Ah be Çiğdem, insanın ömrünü uzatan bir insansın. Seni üzenlere düşmandır değerini bilenler... Biz oluyoruz bu değer bilen insanlar bu arada. Görkem için yazdıklarına katılıyorum, bugün ofiste Küçükaksoyların en Görkem'lisi ve de tabi ki en Gizem'lisi var. Çarpışan bulutların peşinde uçurtma ipi arayacağız bugün. Biraz köpük, hızlı adımlar, kapalı bir şemsiye, cebimizdeki bozuk paraların değerli tınısı ve bol bol sevgi... İşte güzel bir Cumartesi!

Yağmurlu Bir Cumartesi...

Bugün dünyada en cok sevdiğim yaratıklardan:) biri olan junior Küçükaksoy beni kapıda karşıladı sabah. Çok mutlu oldum... Güneşte kosup oynarken yanmış sürmeli gözleri iyice ortaya çıkmış, dikkat etmeyenlere şiddetle tavsiye ediyorum.. Olmazsa olmaz şahane bir çocuk! Dışarıda hava da süper!.... Ne de olsa Cumartesi... Hepinize sevgiler! Gizem'e de çok çok teşekkürler, artık kendimi tasarım dışında yazı ile de ifade edebileceğim:)!dçğaogvkaçütaüv ay pardon bir şey düşürdüm klavyenin üzerine sanırım....

Boş alan kirliliği

Blogumuzdaki "boş alanların" yarattığı kirliliğinin sorumluları aranmaktadır. Konu hakkında bilgisi olanların akıllarından geçenleri yazıya dökülmüş halde görmek isteriz.

"Hep"

Hepinizi çok seviyorum... Hep'i zamandan sayanlar hiçbir şey için her zaman yanımızda olurlar diyeceğim ve ortalığı karıştıracağım.

"KataBlog"

Elinize sağlık Zeynep Gizem ben çok beğendim. Beğenmeyen var İSE işte o zaman çıkar HADİSE.

Harika olmuş...

En sonunda açabildik Blog'umuzu... Hayırlı olsun. Zeynep Gizem'e çooook teşekkürler. Arkadaşlar Safranbolu'dan döndük. Fotoğraflara yarın bakarız. Ayrıca safranlı lokum da getiriyorum ofise... Bol bol yeriz artık. Ama dikkat edin.. ben sizden fazla yemiyim. Sonra bana neden kalmadı demeyin. Öptüm hepinizi. -SG.

Biz