Ana içeriğe atla

Nerde hata yapıyoruz!

Bir bankacı, Nikaragua’nın küçük bir köyünde, güneşin batışını seyretmektedir. Bir balıkçının, teknesiyle sahile yanaştığını görür.
Teknede birkaç büyük tuna balığı vardır. Balıkçıyı övgülere boğar ve sorar; “Bunları tutmak ne kadar zamanınızı aldı?”
“Çok az bir zaman” der balıkçı. Bankacı, neden daha fazla zaman harcayıp, daha çok balık tutmadığını sorar hemen. “Bu tuttuklarım ailemi doyurmaya ve arkadaşlarımla paylaşmaya yeter de artar bile!” der balıkçı.
“Peki...” der bankacı, “Geri kalan zamanında ne yaparsın?”
“Geç saate kadar uyurum, biraz balık tutarım, çocuklarımla oynarım, karımla siesta yapar, akşama doğru köye iner, biraz şarap içip arkadaşlarımla gitar çalarım.
Çok meşgul bir adamım ben senyor! Hayatım doludur.”
Bankacı güler. “Ben bir Harvard mezunuyum ve sana yardım edebilirim. Eğer balık tutmaya daha fazla zaman ayırırsan, daha büyük bir tekne alırsın. O büyük tekneden elde edeceğin gelirle, birkaç tekne daha alırsın. Bir süre sonra, küçük bir balıkçı filon olur. Araya kimseyi sokmadan, pazara direkt kendin girer ve büyük satıcılardan biri olursun. Üretim, dağıtım her şey tamamen senin kontrolünde olur. Bu küçük kasabadan çıkıp, Managua’ya taşınırsın.
Hatta en sonunda, tüm bu işleri New York merkezinden kontrol edersin.”
“Ama senyor, bu dediğinizin olması ne kadar zaman alır?”
“15-20 yıl” der bankacı.
“Peki ya sonra, senyor?”
Bankacı gülerek: “İşte işin en güzel kısmı orda! Doğru zamanda, şirketini satar ya da hisselerini halka açar ve çok zengin olursun. Milyonların olur!”
“Milyonlarım ha senyor! Peki sonra?”
“Sonra, emekli olursun. Küçük bir balıkçı kasabasına yerleşir, geç saate kadar uyur, biraz balık tutar, çocuklarınla oynar, karınla siesta yapar, akşamları köye inip biraz şarap eşliğinde arkadaşlarınla gitar çalarsın' der bankacı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye’deki Internet Kullanıcılarına Göre Markalar Nasıl Davranmalı?

SMG Connected'ta  yer alan haberde, Global Web Index Türkiye Araştırması’na göre; Türkiye’de internete her gün bağlanan kullanıcıların, markalardan beklentilerinin başında “tüketicinin bilgi birikimini artırması” geliyor. Türkiye’deki her 2 aktif internet kullanıcısından 1′i markadan tüketicinin bilgi birikimini artırmasını beklerken, bu konuda erkeklerin kadınlara göre daha çok beklenti içinde oldukları görülüyor. Müşterilerin markalardan diğer bir beklenti ise “eğlendirici” olmaları. Kadınların erkeklerden en çok farklılaştığı beklenti “günlük” hayatta. Markalardan beklentilerde önemli bir yere sahip olan “günlük hayatta”, kadınların erkeklere oranla daha yüksek oranda beklenti içinde olduklarını görüyoruz. Kadınlar, markalardan günlük rutinlerinin bir parçası olmalarını ve organize olmalarına da yardımcı olmalarını bekliyor. Kadınların erkeklere göre daha çok beklenti içinde olduğu diğer bir konu ise “etkileşim”. Kadınlar, markalardan diğer insanlarla etkileşime geç

Sizin Markanız Ne Renk?

Markalaşma sürecinde renklerinizin önemini hiç düşündünüz mü? Renkler bütün duyuları harekete geçirir, ve içinde birçok mesaj barındırır. Büyük markalar renklerin doğru kullanımının müşterileri arasında pozitif bir imaj çizmedeki önemini bilirler. Ayrıca, renkler hafızada önemli rol oynarlar. Renklerin anlamları kültürler arasında farklılık gösterse de, bazı evrensel anlamları da içinde barındırmaktadır. Mavi : Mavi renk güvenilirlik, sözüne sağdıklık gösterir. Genellikle gökyüzü ve denizle ilişkilendirilir, dolayısıyla huzuru temsil eder. Kırmızı : Kırmızı rengin kalp atışını hızlandırdığı ve hızlı nefes alıp vermeye yol açtığı söylenir. Bu nedenle kırmızı genellikle agresif, enerjik, provokatif ve dikkat çekici olarak tasvir edilir. Fakat kırmızı aynı zamanda da tehlikeyi de temsil edebilir. Yeşil : Yeşil sağlığı, tazeliği ve huzuru temsil eder. Koyu yeşil renkler varlık ve prestiji temsil ederken, açık yeşil rahatlatıcıdır. Sarı : Her toplumda sarı güneşle özdeşl

Kuzey Irak'ta başlamış olan Park View Apartmanları katalog çalışmalarımız

Park View Apartmanları Kuzey Irak'ta geniş çaplı bir projeye başladı. Biz de katalog çalışmalarına...