Ana içeriğe atla

Kayıtlar

jazzanova a la mandalina

perşembe

fotoroman çok sevimli olmuş!..hepinizi cok özledim! herkese çiçi bir gün diliyorum...

Fotoromandalina

Renk Cümbüşü

Biraz önce bir yazma hevesi geldi ki sormayın! Dedim giriyim de yaziyim bir şeyler, artık Allah ne verdiyse... Aaa site Çince ya da Japonca açılmasın mı? Bendeki hevese bakın, bastım ezbere tuşlara ve yazmaya başladım. İstanbul bütün rehavetini bizim sokaktan geçerken, pelerininin altından camımın önüne bırakmışken, kapıdan Superman girdi ve bütün kötülükleri karşı kıyıya savdı. Ben de yanağına bir öpücük koyarak, baskıya yetişecek ilanları verdim kolunun altına, gazeteye yetiştirsin diye, (nedense benim odamda duruyorlarmış) hızla uzaklaştı beni sevdiğini söyleyerek... Ben sadece Seni... yi duyabildim ama olsun o da yeter... Rehavet gidince ve puslu hava kalkınca denizde beliren ufuk çizgisi renklerini üstüme saldı. Ayna gibiyim, yansıyorum etrafa... Bugün güzeldi, yarın da öyle olacak hissediyorum. Uzaklardan bir ses duyuyorum. Oyun hamurumu bir kenara koydum, artık gerçeklerle oynamak istiyorum. Suda tereye, kavakta da balığa aşersem mi acaba?

Hatırlamamak.

Aslında hiçbir şey görünmek istemiyor yorgun gözlerimize. Mercek düzenekleri arasında sıkışıp görüntü ardına görüntü olarak başımızı ağrıtmayı istemiyor onlar . Kafamızın içindeki görüntü çuvallarını açarak özgür bıraktığımız tozlardan yaşaran gözlerimize hatırlamamayı hatırlatmak istiyorum. Niye derseniz, paylaşmak istedim sizinle. Güzel bir gün diliyorum herkese.

Merhaba :)

Asya ile Avrupa'yı bağlayan köprünün ayağının dibinde yaşayan, türünün son örneği bir reklam yazarı olarak, aranıza katılmış bulunmaktayım. Ankara'nın bütün ciddiyetini omuzlarında taşıyan muhterem arkadaşlarıma da bir selam edeyim dedim. :)))

Merhaba :)

Asya ile Avrupa'yı bağlayan köprünün ayağının dibinde yaşayan, türünün son örneği bir reklam yazarı olarak, aranıza katılmış bulunmaktayım. Ankara'nın bütün ciddiyetini omuzlarında taşıyan muhterem arkadaşlarıma da bir selam edeyim dedim. :)))

Vaha...

Bir Pazartesi günü, unuttuk bile hepimiz dünü... Güzel bir haftanın başlangıcını, hızlı bir devenin vahayı görüp durana kadar geçirdiği zamana eş bir saniyeler topluluğu olarak yaşayalım.

toplanma zamanı

Çiğdem İstanbul'a, Sibel tatile gitti. Ofis boş, herkes keyifsiz. Biliyorum Çiğdem'i güzel şeyler bekliyor yaşayacağı yeni şehirde, Sibel tatilden daha enerjik ve keyifli dönecek. O yüzden işimizin başına arkadaşlar. Çok çalışmamız lazım çoook. Hadi bu hafta reklamcılık adına :) neler yapmışız bir bakalım. Toplantıyaaaaaaaaa
Çido bugün gidiyooooo:((((( pek hüzünlü bi hava var burada, ama eminim onun için herşey çok daha güzel olacak mandalina foreverrrrrr

28 Haziran 2006

28 Haziran 2006 Çarşamba, tarihler var hep kafamızda. Bugün, yarın ama en önemlisi dün galiba. Dün için mi yaşıyoruz, dünü mü yaşıyoruz... Bugünü yaşamak, zamanla paralel ilerlemek, düşünmek, saniyelerin apar topar iç içe geçen karelerine görüntüleri sığdırmak. Zor, çok zor bugünü düne düne yaşamak, yanlış mı? Galiba...

Değişik bir gün!

Değişik bir gün, içinde bulunduğumuz duygu durumlarına farklı bir yorum katacak. Çok değişik bir gün, farklı yorumlarla içinde bulunduğumuz durumlara duygu katacak. Sabahtan açık olsun bahtınız, huzur dolsun uyku tahtınız...

At last

Gizem ve Serhan'ın çabaları, Nurettin Bey'in zorlamaları ve nihayet benden de birkaç satır. Benim gibi misfit biri için önemli sayılabilecek bir gelişme. Devmının gelmesi için kendimi zorlayacağıma şüpheniz olmasın arkadaşlar. İlk blog mesajımdan hepinize sevgiler

Yemek

Yemek yemek yemek... Mideye gidecek o kadar emek... Malzemeler, hazırlık, sofra... Olmalı afiyet, kızarım yoksa!

Pazartesintileri!

Bu günü de "aydık" mandalina... Günaydın herkese! Pazart/esintilerinin yüzünüze serin serin çarpması dileğimle. Çalışın çalışın, haftaya güzel bir günle "alışın", hadi kolay gelsin!

Öyle/sineye çekilen yazılar.

Sayılamayacak günleri takvimden çıkarmayı teklif ediyorum. Zaman üst kuruluna duyurulur. Biz sayamadıktan sonra, zaman geçmiş geçmemiş kimin umurunda. Boşverin zamanı, yavaşlatalım adımlarımızı, gidilecek yerleri de daha yakın tutabilirsek... Hah işte o zamaaaan zamansız bir adım atmamış oluruz. Yazdım öylesine okuyanlara duyurulur! Öyle/sineye çekilen içlerin acısına da alışmalı insan.