Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2006 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Marka İsimlendirme Yöntemleri

- Markaların isimleri nasıl konuyor?- - Bu isimleri verirken hangi kriterlere bakıyorlar? Marka isimleri için hazırlana beş kategori Fonksiyonel, Buluşçu, Ritimli, Anımsatıcı, Kullanıcı Deneyimini isimlendirme. 1-Fonksiyonel İsimlendirme Ürünün fiziksel olarak fonksiyonunu direkt anlatır. Firmanın uzmanlık alanı markanın isminden anlaşılır. Örneğin "BMW" (Bayerische Motoren Werke) veya "Subway" gibi. 2-Buluşçu, Yenilikçi İsimlendirme Sektörde isim tektir, yenidir. (Unique) Bu isimler genellikle Yunan ve Latin fonetiğinden seçilir. Örneğin "Agilent Technologies" veya "Alliant Networks" gibi. Avantajları: Global anlaşılırlık, Yunan ve Latin fonetiğinin "güven ve işini bilir" algısı yaratması. Dezavantajları: İnsanlara soğuk ve sıkıcı gelmesi ve bu nedenle pazarlama potansiyeli küçük. 3- Ritimli İsimlendirme bu isimler, kullanıcının söylerken deneyim yaşadıkları isimlerdir. Örneğin "Google, Kleenex veya Snapple" gibi. Avantajla

Zebra'da bir mandalina'lı

Sanat yönetmenimiz Çiğdem'in İstanbul'a yerleşip Zebra'da işe başlaması beni çok mutlu etti. Zebra'nın iyi bir ajans olduğunu biliyoruz. Çiğdem'in bizde olduğu gibi orada da yaratıcı işler çıkaracağını ve güzel arkadaşlıklar kuracağını biliyorum. Herkese hayırlı olsun.

merhaba Mandalina!

merhaba herkese, evet bende sizinle ilgili gelişmeleri blog'dan takip ediyorum... başka neler yapıyorsunuz? deniz, banu, osman, birsu ve hande!sizden pek haber alamıyorum, umarım herkesin keyfi yerindedir... yeni işler yeni projeler varmı bakalım?:) insallah ankara'ya geldiğimde görüşmek üzere!

ben geldim...

Çok özledim hepinisi... Siz sevgili mandalinalarla gitmek istiyorum bir dahaki tatile... Hem belki geri de dönmem o zaman...

Sıcaklarrrrrrrrrrrrrrr......

Bitsin artık bu sıcaklar. Ruh gibi gezmekten bıktım artık. Ne uyku kaldı, ne iştah, ne de herhangi bir şey için dermanım. Bu sıcaklar bizi mahvetmeden bir an önce geçse... :(:(:(

Su

Baktıkça, aktıkça, kayalara çarptıkça ıslanıyoruz açıkça. Unuttukça, su bekliyoruz sıra sıra soldukça, Mutluyuz ama oldukça. Bekliyoruz karaya tünemiş gemileri zaman doldukça.

Konumuz...

Konuşmadan, maddenin maneviyat kalkları inandırıcı olmuyor. Konuşun, konuşun, konuşun... Konuştukça küllerinizden bir daha oluşun.

Selam

Herkese günaydınnnn. Serhan ve Gizem olmasa bu blogda okuyacak bir şey bulamayacağ1z anlaş1lan. Hepinizi çok özledim. Sibel'ciğim doğum günün kutlu olsun, mutlu yıllar. Deniz'ciğim seni aramıştım ama sana da tekrar mutlu yıllarrr.

Ferdaşeker

Hoş geldiniz bayan Soyaltay, yıllar sonra aynı atmosferde bulunmaktayız sizinle, ajansımız Tevfik Fikretli doldu, marşımızı Pazartesi sabahları toplantılarında söyleyebiliriz yine!

BİR hoş SUnum...

BİR den anladım ki SU ymuş sabahların serinliğini yaz 12'lerinde bize yaşatan. Geçmişin benden geçememiş tınılarını, klasikler sandığına koymadan yanınızda getirip nota nota dinlettiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum size.

Niye, neye?

Peşinde saniyelerin... Deliksiz ve uyumsuz yastık tepeleri. Ardında yalansızın bırakılan, sıcak demirlere kazınmış özürler. Zeminin doğrusalında çift çift kürekler, Denizin mavisine, İnişler, çıkışlar, çıkınlar, "sakın"lar... Sabahtan yazılan manası çok bir uzak bana yakınlar. Evet niye yazıyorum böyle şeyler? Olsa bir cevabı acaba neye benzer.